8 Nisan 2012 Pazar

Rett Sendromu Nedir?


Rett Sendromu, dünyada çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda, özellikle kız çocuklarında görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromun erkeklerde de görülebileceği bilinmektedir. Fakat erkek ceninlerde bu durum genellikle, annenin düşük yapması, doğum anında ölüm veya anne karnında erken ölüm gibi durumlarla sonuçlanmaktadır.
RS, ilk defa Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmış, Dr. Bengt Hagberg ve çalışma arkadaşları tarafından 1983 yılında yayınlanan raporla, bir hastalık olarak dünya çapında tanınmıştır.
RS’li çocuklar, 6-18 aylık olana kadar normal veya normale yakın bir gelişim gösterirler. Bu süreden sonra çocuk, geçici durgunluk veya gerileme sürecine girer, iletişim kurma becerisini yitirir ve ellerini bir dilek dilermişçesine birbirine kenetler. Hemen ardından stereotipik el hareketleri, yürüyüş bozuklukları ve kafa gelişiminde gözle görülebilir bir yavaşlama ortaya çıkar. Nöbet geçirme, uyanıkken düzensiz soluk alıp verme gibi problemler de karşılaşılabilinir.
Rett Sendromu(RS) hakkında genel bilgileri sıralarsak;
  • Nörolojik bir rahatsızlıktır. Otizm, beyin felci veya spesifik olmayan gelişme bozuklukları gibi teşhisi çok zordur,
  • Dünyadaki çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda rastlanmaktadır,
  • İlk defa 1964 yılında, Dr. Andreas Rett tarafından tanımlanmıştır. Dünya çapında tanınması ise Dr. Bengt Hagberg’in konuyla ilgili İngilizce yayınından sonra gerçekleşmiştir,
  • Özellikle kız çocuklarında görülür. Bunun sebebi; erkeklerin 1adet X, bir adet Y kromozomu taşımaları, oluşumda X kromozomunun kusurlu olanını kompanse edebilecek yedeği olmaması ve böylece MECP2 mutasyonunun erkek fetusun ölümüne yol açmasıdır. Kızlar ise erkeklerden farklı olarak 2adet X kromozomu taşırlar,
  • Şimdilik, her 23 binde 1 doğumdan, 10 binde 1 doğuma kadar varan sıklıkla ortaya çıktığı bilinmektedir. En son keşfedilen genetik kanıtlarla bu sayı daha da artmış olabilir,
  • 6-18 aya kadar bebeğin gelişimi normaldir,
  •  Baş büyümesinde yavaşlama ve sürekli tekrarlayıcı el hareketleri, el becerilerinin kaybı ve ellerini amaçlı kullanamama meydana gelir. Denge bozukluğu ve yürümede bozulma başlar,
  • Bu el hareketleri; el yıkama, el bükme, eli bir yere hafifçe vurma, el çırpma, eli ağıza götürme gibi şekillerde kendini tekrar eder ve zamanla değişebilir,
  • RS’in bir ailede sadece bir kere ortaya çıkma durumu%99.5’tir,
  • Hastalığa veya komplikasyona karşı alınacak önlemler, çocuğun yetişkin yaşlara kadar hayatta kalmasını sağlar.

Frajil X Sendromu Nedir?


Frajil X Sendromu, öğrenme güçlüklerinin en yaygın kalıtımsal nedenidir. Kızlara göre
erkeklerde daha sık görülür. Bu hastalık, öğrenme ve davranışla ilgili birtakım sorunlara
neden olur. Erkeklerin hastalıktan etkilenme oranı kızlara göre daha ciddidir.

Frajil X sendromlu erkek çocuklarının hemen hepsinde, hafiften ciddiye kadar değişebilen
farklı derecelerde öğrenme güçlüğüne rastlanır. Frajil X kromozomu (chromosome)
bulunan kız çocuklarının ve kadınların çoğunun zekası normaldir, ancak neredeyse üçte
birinde öğrenme sorunları görülür. Hastalıktan etkilenen kızların ve kadınların çoğunda bu
öğrenme sorunları hafif veya orta düzeydedir, ancak zaman zaman ciddi düzeyde de
olabilir.
Frajil X sendromlu çocuklarda görülen diğer sorunlar arasında geç konuşma, konuşma ve
dil gelişiminde bozukluk sayılabilir. Bazı çocuklar ve yetişkinler, yineleyen davranış, zayıf
dikkat aralığı ve aşırı hareketlilik gibi sorunlar yaşarlar. Hastalıktan etkilenen pek çok
çocuk, zayıf göz teması, el çırpma, sosyal kaygı, anormal utangaçlık ve ısrarla rutini
isteme gibi otizm (autism) özellikleri sergiler. Bazı çocuklar ve yetişkinler saraya (epilepsy)
yakalanabilirler.
Frajil X sendromuyla ilişkili fiziksel özellikler arasında oldukça büyük bir baş, uzun bir yüz,
göze çarpan kulaklar ve büyük çene sayılabilir. Bununla birlikte, bu özellikler nadiren
belirgindir. Bu özelliklerin belirgin olmayışı, eksik veya geç tanı konulmasına neden olabilir.


Frajil X sendromu genetik (genetic) bir hastalıktır. Genetik hastalıklara değişim geçirmiş bir
veya daha fazla gen (gene) neden olur.


Frajil X sendromuna neden olan gen bilinmektedir. Bu gene FMR1 adı verilir. Bu gen,
beynimizin ihtiyaç duyduğu bilgileri içerir. Gende mutasyon (değişim) olduğunda, beyin
ihtiyaç duyduğu bilgiyi alamayabilir veya yanlış bilgi alabilir. Bu durum, frajil X sendromuyla
ilişkili sorunlara neden olur. Frajil X sendromlu kişilerin FMR1, yani frajil X geninde değişim
(mutasyon) vardır.
Genler, vücudumuz tarafından kullanılan kod (code) biçimindeki bilgileri içerir. Bu kod, geni
meydana getiren kimyasal maddelerin sıralanmasıyla oluşur. Normal frajil X geninin
başlangıcında, bu kodun küçük bir kısmı birkaç defa yinelenir. Frajil X sendromlu kişilerde,
genin bu yinelenen kısmı normalden daha büyüktür (bu kişilerde daha fazla yineleme
(repeat) vardır). Genin bir parçası genişlediği veya büyüdüğü için, bu duruma genişleme
(expansion) adı verilir. Bu genişlemenin boyutu çok büyük olduğunda, normal genetik
talimatlara müdahale eder ve frajil X’e neden olur.




http://fragilex.org.uk/LinkClick.aspx?fileticket=CbQIhcLHxHw%3D&tabid=57



Okul Döneminde Özel Eğitim


Bu dönemde, çocuğun özelliklerine en uygun eğitim ortamına yerleştirilmesi çok önemlidir. Burada çocuğun eğitim ortamı seçilirken en önemli kriter çocuğun özellikleri olmalıdır. Bu nedenle çocuğu çok iyi tanımak gerekmektedir. Zihinsel öğrenme yetersizliği olduğu düşünülen veya tanısı konulmuş çocuğa sahip ailelerin eğitim ortamını seçerken başvurabileceği kurumlar “Okullar, Rehberlik ve Araştırma Merkezleri ile hastanelerin Çocuk Ruh Sağlığı Bölümleri” gibi kurumlardır. Ailelerin yönlendirilmesinde rehberlik ve araştırma merkezleri başlıca kurumlardır. Çünkü çocuğun eğitsel yönden değerlendirilmesi Eğitsel Tanılama, İzleme ve Değerlendirme Ekibi tarafından yapılmaktadır. Bu ekip rehberlik ve araştırma merkezi bünyesinde oluşturulur. Bu ekip, özel eğitim gerektiren bireyin eğitsel tanılamasından önce; eğer tıbbî tanılanması yapılmamışsa tıbbî değerlendirilmesinin yapılması için aileyi yönlendirir ve ilgili kurumlarla iş birliği yapar. Ekip aile görüşmesi, tıbbî tanılama sonucu, testler ve gözlemler yoluyla bireyi eğitsel tanılama sürecinden geçirir. Bireyin gereksinimlerini belirler, destek eğitim plânını hazırlar, yöneltme raporu hazırlar ve özel eğitim hizmetleri kuruluna gönderir. Bu kurul da eğitsel tanılama, izleme ve değerlendirme ekibi tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda bireyi uygun eğitim ortamına yerleştirir. Zihinsel öğrenme yetersizliği olan çocuklar biyolojik, sosyal, psikolojik ve akademik açıdan değerlendirilerek uygun eğitim ortamına yerleştirilmesi yapılır. Buna paralel olarak öğrenci kaynaştırma programına, özel eğitim sınıflarına veya özel eğitim okulllarına (eğitim-uygulama okulu, iş eğitim merkezi ve meslekî eğitim merkezi) yönlendirilebilir.
Kaynaştırma; özel eğitim gerektiren bireyin, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim-öğretimlerini resmî ve özel okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan, destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarıdır. Hafif ve orta düzeyde öğrenme yetersizliği olan çocuklar kaynaştırma eğitimi programından yararlanabilir.
Orta düzeyde öğrenme yetersizliği olan çocuklardan durumları ayrı bir sınıfta eğitilmeyi gerektiren öğrenciler okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında özel eğitim sınıfı eğitiminden yararlanabilir. 
Hafif ve orta düzeyde zihinsel öğrenme yetersizliği olan ilköğretim çağı çocukları için, kaynaştırma uygulamaları esas olmakla birlikte, gündüzlü ilköğretim kurumları MEB tarafından açılır. Öğrencilerin bireysel yeterliliklerine dayalı gelişim özellikleri dikkate alınarak ilgileri, istekleri, yetenekleri ve yeterlilikleri ölçüsünde eğitim imkânlarından yararlanırlar.
İlköğretimlerini tamamlayanlara ilköğretim okulu diploması verilir. Bu öğrenciler bireysel gelişim özellikleri ve yeterliliklerine uygun orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarına yöneltilirler.


Okul Öncesi Dönemde Özel Eğitim


Bu dönemde çocuğun, gelişimin her alanı ile ilgili olarak yeni beceriler kazanmaya, deneme/yanılma yapmaya gereksinimi vardır. Okul öncesi dönemde kazanacağı bilgi ve beceriler hem onun anne babaya ve diğer yetişkinlere olan bağımlılığını azaltacak, hem de daha sonra öğreneceği okuma-yazma gibi akademik becerilere temel oluşturacaktır. Bu dönemdeki kazanılması beklenen beceriler öz-bakım becerileri, motor becerileri, iletişim becerileri ve bilişsel becerilerdir.
Öz-bakım becerileri:Çocuğunun kendisine bakmasını sağlayacak giyinme-soyunma, yemek yeme, elini-yüzünü yıkama, tuvaletini yapabilme gibi beceriler öz-bakım becerileridir.
Motor beceriler:Kolları, bacakları, ayakları ve gövdesini kullanarak yapabileceği yürüme, koşma, zıplama, atlama, tırmanma gibi büyük motor beceriler ile parmakları, elleri, bilekleri ve elleri-gözlerini birarada kullanarak yapacağı kesme, yapıştırma, boyama, çizme, düğme ilikleme gibi beceriler bu grupta yer alır.
İletişim becerileri: Bu beceriler konuşulanları dinleme, anlama ile konuşma becerileri olarak iki grupta toplanır. Çocuk konuşmasa bile anlaması, anladığını anne babaya gösterebilmesi çok önemlidir. Onunla konuşmak, öykü okumak, masal anlatmak, oyun oynamak ve şarkı söylemek onun anlama becerisini geliştirecektir. Bu etkinlikler aynı zamanda çocuğun anne babayı taklit etmesini, konuşmasını da geliştiren etkinlikler olacaktır. Görsel beceriler; çocuğun resimleri, nesneleri, şekilleri tanıması, benzerliklerini ve farklarını hatırlayabilmesini sağlayan becerilerdir. İşitsel beceriler ise; sesleri tanıması, seslerdeki benzerlikleri ve farklılıkları ayırt edebilmesi ile ilgili becerilerdir. Çeşitli kelime oyunları, tekerlemeler, çeşitli sesleri ayırt etme (kapı zili, araba sesi, çocuk ağlaması gibi) ile çeşitli resim-şekilleri eşleştirme, bul-yap oyunları çocuğun bu becerileri kazanmasına yardımcı olacaktır.
Bilişsel beceriler: Bilgileri akılda tutma, hatırlama, ilişkileri, benzerlikleri/farklılıkları bulma, nesneleri sınıflama ve problem çözme gibi becerilerin hepsi bu grupta yer alır. Çocuk normal yaşıtlarıyla birlikte olduğu zaman onlardan taklit yoluyla birçok beceriyi , aynı zamanda ortaya çıkan problemlerle baş etmeyi de öğrenir. Eğer çocuğun becerileri yaşıtlarının becerilerinden çok farklı ise bir başka deyişle, çocuk ağır derecede zihinsel öğrenme yetersizliğine sahipse yuva/ana okulu gibi kurumlar uygun eğitim ortamı olmayabilir. Bu durumda çocuk özel eğitim okullarının ana sınıflarına, özel eğitim merkezlerine devam edebilir ya da bazı kurumlarca sağlanan erken eğitim programlarına katılabilir. Unutulmaması gereken nokta, problemler ne kadar erken belirlenir, ne kadar erken tedbir ve yardım alınırsa, bu hem çocuk hem de diğer aile bireyleri için yararlı olacaktır.

ZİHİNSEL ÖĞRENME YETERSİZLİĞİ OLAN ÇOCUKLARIN EĞİTİM SÜRECİ


Günümüzde çocuğun eğitimine başlamak için belli bir yaşa gelmesi beklenmemektedir. Bebeklik dönemi gelişim sürecindeki en önemli dönem olduğundan, bebeğin problemi belirlenip, tanısı konur konmaz eğitimine başlanması ile gelişimin temellerinin atılmış olacağı kabul edilmektedir. Bu dönemde çocuğun bakım, sevgi, şefkat gibi gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra onun için uygun ortam düzenlememiz, uygun oyuncak ve araçlar seçmemiz gelişimini olumlu yönde etkileyecek ve hızlandıracaktır.
Bebeklik döneminde çocuk için en önemli kişiler anne-babalar ve diğer aile bireyleri, en önemli ortam ise ev ortamıdır. Bebeği en iyi tanıyan onun gereksinimlerini en iyi bilen kişiler bebeğin anne-babasıdır. Bebeğe nasıl yardım edileceği, eğitimine nasıl başlanacağı konusunda, bu alanda çalışan kurum /kuruluş ve kişilerle iş birliği yapılabilir. Çocuk gelişimciler, fizyoterapister ve özel eğitimciler yardım alınabilecek profesyonel kişilerdir.
Bebeklik döneminde çocukların kazanmaları gereken temel beceriler, gördüğü bir nesneye ya da oyuncağa uzanma, gördüğü oyuncağı tutma/yakalama, oyuncağı birkaç dakika süre ile tutma gibi küçük motor beceriler, oturma, emekleme, yürüme gibi büyük motor beceriler ile ses çıkarma, çevredeki sesleri dinleme/tepki verme gibi konuşmaya ilişkin becerilerdir. Çalışmalar sırasında bebek henüz hazır olmadığı becerilere zorlanmamalıdır. Bebeğin gelişimi iyi takip edilmeli, yapabileceği, hazır olduğu beceriler öğretilmeye çalışılmalıdır. Bebek hazır olmadığı becerilere zorlanırsa sürekli başarısızlık yaşayacak, bu da onun kendine güvenini, anne babayla iş birliğini olumsuz yönde etkileyecektir.

Özel Eğitim Nedir?

Özel eğitim çoğunluktan farklı ve özel gereksinimli çocuklara sunulan, üstün özellikleri olanları yetenekleri doğrultusunda kapasitelerinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli bireyi kendine yeterli hale getirerek topluma kaynaşmasını, ve bağımsız, üretici bireyler olmasını destekleyecek becerilerle donatan eğitimdir.      Özel eğitim her şeyden önce yetersizliği olan bireylere yapılan amaçlı bir müdahaledir. Başarılı bir müdahalenin yetersizliği olan bireyin öğrenme ortamına, okul ve topluma etkin katılımına ket vuran tüm engelleri ortadan kaldırması, o engellerden bireyi koruması ya da o engellerin üstesinden gelmesini sağlaması gerekir. Müdahalenin bu bağlamda üç temel uygulanma biçimi bulunmaktadır. (Heward, 00; Eripek,02). 


      Bireyler birbirinden farklı ve benzer özelliklere sahip olup, benzerliklerini
ve farklılıklarını dikkate alan, gelişmekte ve değişmekte olan dünyaya ayak
uydurmalarını sağlayacak bir eğitim sürecine gereksinim duymaktadır.
Bireyler benzerlik ve farklılıklardan kaynaklanan gereksinimleri dikkate
alınarak eğitim sürecine dahil edilmektedir. Yaşları ve gereksinimleri
doğrultusunda okul öncesi, ilköğretim, yükseköğretim olanaklarından
yararlanmaktadır.
Özsoy, beden, zihin, duygusal ve sosyal gelişim özellikleri yönünden
normal çocukların gelişim özelliklerinden ayrılan çocukların eğitim ve öğretim
işlerini kapsayan çalışmaları “özel eğitim” olarak tanımlamaktadır.
Özel eğitim, 30 Mayıs 1997 tarihli Özel Eğitim Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname’de şu şekilde tanımlanmaktadır: “Özel Eğitim, özel eğitim
gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel yetiştirilmiş
personel, geliştirilmiş eğitim programı ve yöntemleri ile onların özür ve
özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” dir. (KHK/573 1997)
Özel gereksinimi olan bireylerin, mümkün olan en erken dönemde,
gereksinimlerine uygun eğitim ortamlarında, uygun yöntemler ve araç-gereçler
kullanılarak desteklenmesi varolan kapasitelerini en üst seviyede kullanabilmeleri
ve sorumluluklar ile gelişimsel görevlerini yerine getirebilmeleri, kendilerine en
uygun özel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmelerine bağlıdır.
      











http://yagmurgundem.blogspot.com/2011/03/ozel-egitim-nedir.html

Özel Eğitime Muhtaç Olmanın Nedenleri





A-Doğum Öncesi Nedenler

1-ANNEYE AİT OLAN NEDENLER 

-Annenin beslenmesi
-Annenin geçirdiği enfeksiyon hastalıkları
-Annenin radyasyona maruz kalması
-Gebelik toksemisi(ödemhipotansiyon,hipertansiyon)
-Annenin bebeğe zararlı olan ilaçları kullanmış olması
-Anneye ait metabolik hastalıklar(diyabet)
-RH faktörü
-Annenin maruz kaldığı travmalar
-Irk
-Annenin ağrı eşiğinin düşük olması
-Akrabalık
-Gebelik sayısı
-Annenin yaşı
-Annenin üreme organlarındaki rahatsızlıklar
-Annenin psikolojik rahatsızlıkları


2-FETÜSE AİT NEDENLER
-Plesanta(eş,son) anomalileri(yerleşim bozuklukları,plesantanın normalden büyük veya küçük olması gibi)
-Kordon anomalileri (kordonun kısa veya uzun olması veya plesantaya yanlış yapışması)
-Genetik nedenler (mutasyonla)
-Düşük doğum ağrıları


3-BABAYA AİT NEDENLER
-Genetik hastalıklar
-RH faktörü
-Babanın psikolojik özellikleri
-Babanın sosyo-ekonomik özellikleri


B-Doğum Sırası Nedenler 


-Anoksi (oksijensiz kalma),hipoksi (fazla oksijen alma),asfiksi (nefes borusuna yabancı madde kaçması), iskemi (kan dolaşımının yavaşlaması)
-Doğum sırasında meydana gelen travmalar
-Prematürelik, postmatürelik
-Hiperbilurubinemi (sarılık)
-Enfeksiyonlar
-Metabolik faktörler(hipoglisemi, hipokatsemi)
-Zor durumlar(forseps,vakum)
-Çoğul gebelikler


C-Doğum Sonrası Nedenler


-Kazalar
-Enfeksiyon hastalıkları
-Zehirlenmeler
-Psikososyal etkenler
-Beslenme




Kaynakça : http://www.aktuelrehberlik.com/index.php?topic=353.0 




http://yagmurgundem.blogspot.com/2011/03/ozel-egitime-muhtac-olmann-nedenleri.html